Dünya Sağlık Örgütü tarafından belirlenen günlük tüketilmesi gereken tuz miktarı 5 g'dır. Aşırı sıcaklarda ve gün içerisinde çok aktif bireylerde terleme yoluyla, ateşli hastalıklarda terleme ve idrarla, ishallerde dışkıyla su ve tuz kaybedilir.
Tuz
Tuz vücudumuzda suyun tutulması, kas ve sinirlerin çalışması için gereklidir.
Dünya Sağlık Örgütü tarafından belirlenen günlük tüketilmesi gereken tuz miktarı 5 g'dır. Aşırı sıcaklarda ve gün içerisinde çok aktif bireylerde terleme yoluyla, ateşli hastalıklarda terleme ve idrarla, ishallerde dışkıyla su ve tuz kaybedilir.
Besinlerde doğal olarak az miktarda tuz bulunur. En çok tuz bulunan doğal besinler; süt, yeşil yapraklı sebzeler, et ve yumurtadır. Bunun dışında işlenmiş besinlerdeki tuz oranı daha yüksektir. En çok tuz içeren işlenmiş besinler; salamura ürünler (zeytin, peynir, turşu gibi), bisküvi, kek, vb. konserveler, hazır çorbalar,kahve ve ekmektir.
Tuz, kan basıncını ve mide kanser riskini arttırır. Bu nedenle tansiyonu yüksek olan bireylerin yemeklerine tuz koymamaları önerilmektedir. Ayrıca böbrek bozukluklarında, bazı kalp hastalıklarında, vücudun belirli bölgelerinde su toplanması durumlarında yemeklere tuz eklenmemelidir. Yeşil yapraklı sebzeler potasyum, kalsiyum ve magnezyumdan zengin olduğundan bunların çok kullanıldığı yemeklere tuz ekleme gereği azalır.
Un
Unun zehir kabul edilmesi, iyice saflaştırılıp beyazlaştırılmasından sonra olmuştur. Un, buğday vediğer tahıl tanelerinden elde edilir. Tanede, canlıların beslenmesi için gerekli minerallerin çoğu bulunur. Bu maddelerden vitaminler, mineraller ve protein, tanenin dış kabuğundaki kepek ve ruşeym denen öz kısmında daha yoğun olarak bulunmaktadır.
Teknolojinin gelişmesiyle, tahıl tanesinin dış kabuğu ve ruşeymi ayrılmış, böylece göz ve damak tadına daha uygun un elde edilmiştir. Görünümü ve tadı güzel olan bu undan elde edilen diğer ürünlerin besleyici değerleri ile barsakların çalışmasındaki etkinliklerinin azalması nedeniyle , vitamin yetersizliklerine ve bazı kalın barsak hastalıklarına neden olabilmektedir. Ayrıca, görünüm ve tadı güzel olan beyaz ekmek ve saf undan yapılan pasta, kek, bisküvi gibi besinler daha kolay tüketilebilmeleri nedeniyle şişmanlığın ve diş çürüklerinin oluşumunda da etkendir.
Kepeği ve özü ayrılmadan taş değirmenlerinde öğütülen unun vitamin ve protein değeri daha yüksek olmasına karşın, içindeki kepekten dolayı, besinlerle alınan demir, kalsiyum, çinko gibi vücut çalışması için gerekli minerallerin kullanımları biraz azalır. Eğer un hamur haline getirilip mayalandırıldıktan sonra ekmek ve çörek yapılırsa, kepeğin olumsuz etkisi ortadan kalkar. Hamura eklenen maya, mini canlı olduğundan kepeğin içindeki mineral bağlayıcıları parçalar ve bu tür undan yapılan yiyeceklerin besleyici değerini yükseltir.
Bu nedenle, undan, yapılan yiyecekler kişinin enerji gereksinmesine uygun miktarlarda tüketilmeli, aşırı beyazlatmadan kaçınılmalı ve mayalandırma işlemi uygulanarak ekmek ve çörek yapılmalıdır.
Şeker
İngiliz bilim adamı Judkin, şekerin zehir olduğunu söylemiştir. Şeker saf enerji kaynağı sayılır. Ancak, şeker tek başına alındığında protein, vitamin ve mineraller olmadığında vücutta şekerden enerji oluşamaz. Bu nedenle 'şeker boş kalori kaynağıdır'. Özellikle küçük çocuklarda şekerli mamalar çok yendiğinde, büyüme -gelişme durur ve çocuk hastalanır. Bu hastalığa kuvaşiorkor 'şeker bebeği' denmiştir.
Şekerin zehir etkisi oluşturmaması için dengeli ve yerinde kullanılması gerekir. Yediğimiz ekmek ve diğer tahıl ürünleri de sindirildiğinde şekere çevrilir. Bu nedenle insanın şeker gereksinmesi yoktur. Tatlı tat arzumuzu doyurmak için, enerji alımımızı arttırmamak koşuluyla şekerden yapılan tatlılardan yiyebiliriz. Beden hareketi az olanlar, ağır tatlılardan sakınmalıdır. Bebekler şekere alıştırılmamalıdır.
Özellikle yaşlı, bedensel hareketi az olan kişiler için en uygun tatlılar sütlü tatlılardır. Bu tatlılar, hem tatlı yeme isteğimizi karşılar, hem de kemik sağlığı için gerekli kalsiyum, protein ve B vitaminlerini sağlar. Meyveli tatlılar ile, aşure de ağır tatlılara göre daha az kalori içerdiğinden ve besin değerleri daha yüksek olduğundan hareketi az olan bireyler için uygundur. Tatlı yerine, yoğurt ve meyve yenmesi daha sağlıklı bir uygulamadır.
Diğer Haberler